Keiretsu Forum Türkiye Temmuz 2014 Bülten

Keiretsu Forum Türkiye Temmuz 2014 Bülten
Keiretsu Forum Türkiye Temmuz 2014 Bülten

5 Ağustos 2014 Salı

AveaLabs Kuluçka Merkezi Yeni Girişimcilerini Bekliyor

AveaLabs
Keiretsu Forum Türkiye Sponsoru

11 Ağustos 2014 tarihine kadar www.avealabs.com adresinden online başvuracak girişimciler arasından yapılacak değerlendirmeyle belirlenecek proje sahipleri, alanında Türkiye’nin ilk lisanslı Ar-Ge merkezinin iletişim altyapısına ve test laboratuvarlarına erişebilirken; işlerini büyütürken AveaLabs çatısı altında ihtiyaç duyacakları ofis olanaklarından da yararlanabilecek.
Türkiye’nin en yenilikçi mobil iletişim şirketi Avea, Türkiye’de teknoloji alanında faaliyet gösteren girişimci sayısını artırmak için AveaLabs Kuluçka Merkezi’nin kapılarını yeni girişimcilere açıyor.
2011 yılında kurulan AveaLabs Kuluçka Merkezi, bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe şirket kurmak ve işlerini büyütmek isteyen genç girişimcilere altyapı ve pazarlama kanallarını açmanın yanı sıra projelerini büyütüp geliştirebilecekleri bir ekosistem sunuyor.
Başvuruların 11 Ağustos 2014 tarihine kadar www.avealabs.com adresinden online yapılacağı AveaLabs Kuluçka Merkezi’ne; yapılacak değerlendirmeler sonucunda kabul edilen girişimcilere Avea’nın olanakları sunulacak. Merkeze kabul edilen genç girişimciler; Avea’nın internet ve intranet altyapısını kullanabilecek; test laboratuvarlarından yararlanırken; teknik ve ticari mentörlük almak gibi pek çok ayrıcalıklı imkâna da sahip olacak.
İş planları ve performanslarına göre 6 ila 18 aylık bir süre boyunca AveaLabs tarafından sunulan ayrıcalık ve olanaklardan yararlanabilen girişimcilere; Avea’nın farklı ölçeklerdeki firmalarla işbirliği platformu olan Avea İş Ortaklığı kapsamında değerlendirilme şansı da doğuyor!
AveaLabs Kuluçka Merkezi’nin yeni döneminde yer alarak, hayallerine bir adım daha yaklaşmak isteyen girişimci adayları 11 Ağustos 2014 tarihine kadar www.avealabs.com adresindeki formu doldurarak başvurularını yapabilecek.
Girişimciler ve mezunlar Avea Kuluçka Merkezi bilgilendirme toplantısında buluşacak!
Avea Kuluçka Merkezi’ne başvuru yapan ve bu konuda bilgi sahibi olmak isteyen girişimciler için ise önümüzdeki günlerde bir bilgilendirme toplantısı yapılacak. Toplantı tarihi www.avealabs.com adresinden duyurulacak. Toplantıya online olarak Türkiye ve dünyadan da girişimciler bağlanabilecek, katılımcılar Avea yetkililerine merak ettikleri konularla ilgili sorular sorabilecekler.
Etkinlik boyunca Kuluçka Merkezi’nin sunduğu olanaklar katılımcılarla detaylı bir şekilde paylaşılırken; Kulukça Merkezi’nden mezun olan girişimciler de Avea serüveni boyunca edindikleri deneyimleri de aktaracaklar.
AveaLabs Kuluçka Merkezi’ne başvurmak için : 


Türkiye’de Melek Yatırımcılık ve Girişimcilik Ekosistemi Üzerine

Melih Efeoğlu
Keiretsu Forum Türkiye Girişimci İlişkileri Yöneticisi
melih.efeoglu@keiretsuforum.com.tr

Son günlerin trend konusu Melek Yatırımcılık, özellikle bundan yaklaşık bir buçuk yıl önce Hazine Müsteşarlığı’nın Bireysel Katılım Sermayesi Yönetmeliği kapsamında, melek yatırımcıların Bireysel Katılım Yatırımcısı adı altında girişimcileri desteklemesi ile ciddi anlamda haber olmaya başladı. Farklı yatırım enstrümanlarını denemek ve riskini azaltmak isteyen yatırımcılar için vergi avantajının olması ciddi bir avantaj. Tüm bunlarla birlikte çoğumuzun bildiği hatta müşterisi olduğu internet projelerinin yabancı fonlardan yatırım alması, 5 yıl kadar önce kurulan WhatsApp’ın 19 milyar dolara satın alınması, Twitter’ın halka arz edilmesi gibi birçok dikkat ve ilgi çekici gelişmelerin sonrasında yatırımcılar ve girişimciler Türkiye ve dünya ekonomisine aldırmaksızın yenilikçi, katma değer sağlayan belki de dünyayı değiştirecek projelerin gelişmesi için çaba sarf ediyorlar.

Öncelikle şunu hiçbir zaman unutmamak gerekir, melek yatırım, risk sermayesi, inkübasyon-kuluçka merkezi ve ekosistemin diğer paydaşları arasında özne kesinlikle girişimci, girişimci olduğu için diğer yapı ve organizasyonlar söz konusu. Girişimcinin değerli olması tabii ki önemli ama eksik kaldığı ya da yardım alabileceği noktalar var. Yazıda Türkiye’de faaliyet gösteren girişimci ve girişimci adaylarının bilmesinde faydalı olacağını düşündüğüm kısımlara değineceğim.

Türkiye’de bir girişimcinin alabileceği hibe, yardım ve benzeri destekleri sağlayan organizasyonlar arasında;

Devlet Destekleri: KOSGEB, TÜBİTAK, Teknogirişim Sermayesi, Kalkınma Ajansları ve çeşitli bakanlıkların hibe ve destekleri söz konusu. Projenin bulunduğu alana göre spesifik destekler de olabilir. Araştırma yapılması ya da daha kolay yönden konuyla ilgili çalışma yapan danışmanlık firmalarından faydalanılabilir.

İnkübasyon-Kuluçka Merkezleri: Projeniz henüz fikir aşamasında ise mutlaka birkaç kez uğramanız, mümkün ise projenizi son kullanıcıya sunmaya kadar kalıp hem kendinizi hem de işinizi ciddi anlamda geliştireceğiniz organizasyonlar diyebiliriz. Birçok üniversitede TTO’lar (Teknoloji Transfer Ofisi) ile birlikte ya da ayrı olarak çalışan inkübasyon-kuluçka merkezleri mevcut. Özellikle konuda öncelik yapan ve periyodik olarak “Hızlandırma Programı”nı gerçekleştiren Özyeğin Üniversitesi Girişim Fabrikası’nı ve her yıl proje yarışması düzenleyen İTÜ ARI Çekirdek’i yakından takip etmek faydalı. Mezun olduğunuz üniversitede böyle bir yapı varsa size öncelik tanıyabilirler. TTNET Pilot, Gemim, Viveka ve Bahçeşehir Üniversitesi İnkübasyon Merkezi’nin de  araştırılması gereken diğer kuluçka merkezleri olduğunu söyleyebilirim.

Teknopark ve Teknokentler: Üniversitelerle birlikte faaliyet gösteren teknokent ve teknoparklar Ar-Ge faaliyeti gösteren girişimcilere ciddi bir vergi avantajı sağlıyor. Üniversite içinde yer almak akademik destek alınmasına da olanak sağlayarak, olası üniversite – sanayi işbirlikleri (Santez) projelerinin çıkmasını destekliyor. İstanbul ve Anadolu’da birçok üniversitede bulunan teknoparklar arasında İTÜ ve ODTÜ’nün ön planda olduğu gözlenebilir.

Crowd-Funding: Fikir aşamasında olan prototipini çıkarmış olduğunuz ürün ya da hizmetinizi detayları ile anlatarak sponsor bulduğunuz bir yapı olarak düşünebilirsiniz. ABD’de Crunchbase tarafından 2013 yılının en iyi girişimi seçilen Kickstarter, projelerini hayata geçirmek isteyen girişimcilerin kullanıcılar tarafından desteklenmesi ile farklı alanlardaki projelerin hayata geçmesini sağlıyor. Sponsor olan (para veren) kullanıcılara ise girişimciler çeşitli hediye ve ürünlerinin satışını da gerçekleştirip pazar ölçümünü, müşteri geri bildirimlerini de alarak projelerini geliştirme şansına sahip oluyor. Yakın zamanda kickstarter ile hayata geçen ve 10 Milyon $ fon toplayan Pebble 2014 yılı başında 15 Milyon $ risk sermayesi alarak büyümesine devam ediyor.  Tükiye’deki örnekleri crowdfunding site örnekleri ise; Fongogo, Biayda, Fonlabeni.

Risk Sermeyesi: Genel itibarıyla belirli seviyede kendini kanıtlamış ve müşteri portföyünü gösterebilen, şirketlerin risk sermaye şirketleri ile temasa geçmeleri daha anlamlı olacaktır. Ürün geliştirme aşamasında fon yöneticileri ile tanışmak her zaman avantajdır, zaman içindeki gelişmelere onların da tanık olmalarını sağlamak şirketinizin yatırım alma kabiliyetini ciddi anlamda artıracaktır. Genel itibarıyla 1 Milyon $ üzerinde yatırım yapmalarına karşın bazı istisnalar da olabilmektedir. 2013 yılına özellikle internet yatırımları ile gündeme gelen Hasan Aslanoba’nın kurduğu Aslanoba Capital’ın 35’den fazla şirkete yatırımı bulunmaktadır. 212, Revo Capital, Earlybird, Hummingbird aktif olarak yatırımlar gerçekleştiren diğer risk sermayeleri şirketleridir.

Bireysel Katılım Yatırımcısı veya melek yatırımcı, başlangıç aşamasındaki şirketlere maddi destek ile birlikte aynı zamanda danışmanlık-mentorluk-koçluk yapabilme kabiliyetine sahip, şirketin belirli oranda hissesine sahip olacak (%10-%30 arasında), şirketin daha hızlı ve doğru büyümesini amaçlayan, belli bir zaman (3-7 yıl arası) sonra hisselerini devrederek karlı çıkış arayan kişilerdir. Yatırım yaptıkları projelerde ekibin istek ve ihtiyaçları doğrultusunda farklı rollere bürünebilmesi de söz konusudur. Hazine Müsteşarlığı haziran ayı raporuna göre şu anda 241 bireysel katılım yatırımcısı lisansını alan yatırımcı bulunmaktadır. Bu yatırımcılar Hazine’nin ön gördüğü alanlarda yatırım yaptıkları takdirde, yatırım yaptıkları proje KOSGEB ya da TÜBİTAK onaylı ise yıllık gelir vergisi matrahlarından %100 oranında indirebiliyorlar.

Girişimcilere kısaca tavsiye olarak, ekosistem içinde bulunduğum bir yıllık süre içinde en çok dikkatimi çeken konu, melek yatırımcı ve risk sermayedarlarına da sorulan “Bir girişimde ilk olarak neye bakarsınız?” sorusuna kendimce verdiğim cevaptı: “Pazar Araştırması”. Sektör bilgisi tabii ki önemli fakat doğru pazar araştırması fırsatın nerede olduğunu girişimcinin görmesini sağlıyor ve deneyim-ekip-iş modeli- finansal güç gibi diğer konularda ciddi bir problem yaşanmaz ise proje başarılı olabiliyor. Lean Startup ile birlikte aslında girişimciler kendi rüyalarındaki ürün/hizmetten sıyrılıp son kullanıcılardan geri bildirimlerle kullanılan/satılan işleri hayata geçirebiliyorlar. Tabii ki Lean Startup metodolojisini kullanmak iyi bir pazar araştırması yapmanın gerek olmadığı anlamına gelmez. Pazar araştırmasında “Düşünülen alanda hayal edilen bir fırsat var mı?” cevabından emin olmak için bu doğrultuda proje geliştirilmesine başlanması gerekmektedir. Hiç kimse projesine başladıktan sonra “aslında bizim düşündüğümüz yurt dışında varmış, hem onlar daha uygun fiyata ve iyi teknoloji sunuyorlar” gibi bir cümleyi duymak istemez. Pazar araştırmasıyla paralel devam eden rekabet analizinde en çok yanılınan konu “Onlar bizim rakibimiz değil” söylemi. Aynı ürün ve hizmeti farklı nedenlerden dolayı tercih eden tüketiciler sizin rakip olarak görmediğiniz aslında direkt rakibinizde olmayan alternatifi tercih edebilirler. Aslında bu paragrafta yazmış olduklarım ilk defa paylaşılmıyor, belki de hepimiz biliyoruz fakat kabul etmiyoruz.


Girişim hız demek

Yaprak Özer
İndeks İçerik İletişim Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı
Keiretsu Forum Türkiye Sponsoru

Girişim = Hız

“Girişim hız demek” başlığına farklı bir vurgu ve duygu getirmek istiyorum: Hızlı olacağım demek, “Bir fikrim var, bir işim var” demek değildir.

Girişimin ve girişimcilerin ilk dönemleri zor geçiyor. Girişimin, girişine takılıp kalmak neredeyse bir kader. Pek çok girişimcinin nefesi tam da burada kesiliyor. Heyecanları, iradeleri dışında son buluyor. Erken dönemde girişimler rüzgara açık oluyor, yapıları sağlam olmadığından kırılabiliyorlar. “Bir fikrim var, bir işim var”a dönüşene kadar kan, göz yaşı ve ter, bir de akıllı destek gerektiriyor.

Giriş döneminde, yönetimsel hatalardan tutun da iş süreçlerindeki tıkanıklara kadar uzanan bir sürü sorunla boğuşmak gerekiyor. İşte bu nedenle toplum kalbi kırık girişimci adaylarıyla dolu. İşin bir de iletişim ve ilişki yönetimi tarafı var. Farklı birçok sorunla uğraşan ve aynı zamanda gerekli deneyime sahip olmayan girişimci kendini anlatmakta zorluk çekiyor. Bunu katıldığım toplantılarda ve bire bir sohbetlerde sık sık gözlüyor ve yaşıyorum. Bu yazı yalnızca yaşı genç, deneyimsiz arkadaşları ilgilendirmiyor. Pek çok girişimcinin belli bir profesyonel deneyimden sonra hayatta ikinci bahar yaşadıklarını unutmayalım. Sorunlar herkesi kucaklayacak kadar ortak. İletişim yeterince prim verilmeyen bir alan! İlişki ağından yoksun olmak, deneyim eksikliği ve pazar bulma konusunda yaşanabilecek sıkıntılar kadar etkili olup, iyi niyetli bir girişimi zora sokabiliyor.

Girişim Hızlandırma programlarından söz etmek istiyorum. Girişimleri erken dönemlerinde kuluçkaya alan hızlandırma programları, mentor’luk, deneyim paylaşımı, ağ oluşturma ve pazara erişim gibi konularda yardımcı oluyor. Bu programlar iki temel işlev görüyor: bir yandan girişimcinin ayağını yere sağlam basarak uzun soluklu olmasını sağlıyor, diğer yandan uzun sürecek bir yolu hızlı geçmesine yardımcı oluyor.

Geleneksel hızlandırma programları, finansman, danışmanlık, eğitim ve ağ kurulması gibi konularda ortalama üç ay gibi kısa bir süre için destek sağlıyor. Hızlandırma programlarına üye olan girişimlere küçük sayılacak bir öz kaynak ya da tohum sermaye (15.000-20.000 USD) veriliyor. Hızlandırma programlarının başarısı, programa üye olan şirketlerin aldığı yatırıma göre değerlendiriliyor.

Hızlandırma programlarına kabul edilmek kolay değil. Artık adını dünya çapında duyurmuş olan hızlandırma programlarına başvurulanların kabul edilme oranı yüzde 1-3 arasında değişiyor. Programlar, tek kişilik girişimlerle değil, küçük bir takım kurabilmiş girişimlerle ilgileniyor. Kuluçka dönemi ya da hızlandırma programının sonunda mutlaka yatırımcı önünde bir sunum yapılıyor.

İletişim konusunda da programların desteği oluyor. Danışmanlık başlığı altında ekonomik temelli yönlendirmeler yapılırken, iletişim ve ilişki yönetimi konularının atlandığını görüyoruz. Girişimci ve yatırımcı arasında verimli bir ilişki kurulabilmesi için iletişimin güçlü olması gerekiyor. İlk sunumdan başlayıp yatırım alma süreci ve çıkış aşamasını da kapsayan uzun soluklu bu ilişkinin etkin bir iletişim yöntemi benimsemesi gerekiyor.

En iyi hızlandırma programları

Sırasıyla: Y Combinator / TechStars  / AngelPad  / Launchpad LA  / MuckerLab / AlphaLab  / Capital Innovators / Tech Wildcatters  / Surge Accelerator / The Brandery / Betaspring / BoomStartup  / Entrepreneurs Roundtable Accelerator / JumpStart Foundry  / DreamIt Ventures
(Kaynak: http://www.inc.com/)

Türkiye’de emekleme döneminde

Türkiye bu konuda geriden geliyor. Dünyada, devlet desteği dikkat çekiyor, Türkiye’de ise KOSGEB’in öncü rol oynaması bekleniyor. Girişimcilerin eğitilmesini ve konseptin geniş kitlelere yayılmasını hedefleyen ve 350 bin Euro hibe içeren girişimcilik eğitim ağı programı olumlu bir gelişme olsa da hızlandırma programları ile ilgili somut adım atılması, teşvik verilmesi kaçınılmaz duruyor. Hızlandırma programlarının kapsamına; iletişim, yatırımcı ilişkileri ve sunum tekniklerini de içeren, girişimciyi yatırımcı ve basın karşısında daha donanımlı hale getirecek eğitimlerin dahil edilmesi şart. Ancak Türkiye’de öncelikle kamunun yasal düzenleme ve teşviklerle, hızlandırma programları için kendini “hızlandırma”sı gerekiyor.

Ekonomik değer ve istihdam yaratıyor

Hızlandırma programları, girişim ekosistemlerinin büyümesine ve istihdama katkı sağlamakla kalmıyor, girişimcilik kültürünü teşvik ederek, yerel ekonomik değer yaratıyor.

Hızlandırma programları ve “start-up”lar için önemli bir veri tabanı olan Seed-DB’de 33 ülkeden 134 hızlandırma programı bulunuyor. Bu veri tabanına göre bugüne kadar 2000 civarında “start-up” desteklenirken bu girişimlere 1,6 milyar dolar fon sağlanmış bulunuyor. Desteklenen girişimlerden 100’ünün toplam 1 milyar dolara başka firmalar tarafından satın alındığını ve 4 bin 800 civarında istihdam yaratmış olduğunu görüyoruz.

Venture Beat  (VB) tarafından yapılan bir araştırmaya göre, hızlandırma programlarının gerçek başarısını ölçmek için en az dört yıl gerekiyor. VB’nin 9 farklı hızlandırma programını değerlendirmeye alarak yaptığı araştırma sonuçlarına göre, 2009 yılında bu programlara katılan şirketler 2013 yılı itibarıyla 11,3 çarpana ulaşan bir yatırım sermayesine ulaşmış bulunuyorlar. Önemli bir  başarı olduğunu teslim etmek gerek.


İyi örnek: Y Combinator

Şu anda dünyanın en büyük hızlandırma programı olan Y Combinator, bünyesinden çıkardığı başarılı şirketlerle tanınıyor. Piyasa değerinin 1 milyar doları bulduğu tahmin edilen Y Combinator, yılda iki kere yaklaşık 120 bin dolar bir bütçe ile girişimcilere destek oluyor.

Y Combinator’ün üyesi olan şirketlerin piyasa değeri ise 30 milyar doları buluyor. Pazar değeri 1 milyar dolardan fazla olan üye şirket sayısı üç, 100 milyon dolardan fazla olan üye şirket sayısı 20’den fazla. Bugüne kadar fonlanan şirket sayısı 716, şu anda üye olan girişimci sayısı 85. Başvuru kabul oranı yüzde 3′ten düşük. Desteklediği girişimlerden sabit bir tutarla yüzde 3,5-7 arasında pay alan Y Combinator, bugüne kadar 13 milyon dolara yakın yatırım yapmış. 1 milyar dolara yaklaşan piyasa değeriyle hızlandırma programlarının kendisi de iyi bir girişim örneği.
(Kaynak: http://blog.ycombinator.com/yc-portfolio-stats)

İlginç örnek: Yo

Girişimcinin sıkıntılarından biri de girişimin geniş kitlelerle buluşması… Bunun bir yolu da medyadan geçiyor. Tabii şanlıysanız dikkat çekebiliyor ya da hesaplı işler yapabilirseniz hedefi vuruyorsunuz.

İlginç bir örnek... Geçtiğimiz günlerde “Yo” adındaki bir uygulamanın Financial Times’daki bir makalede yer alması girişimin hızını öyle artırdı ki projenin kurucuları bile buna inanamadılar. Bir süre önce hack’lenen Yo’cular, Financial Times’daki makaleyi iyi değerlendirdiler. Öyle ki, bir yatırımcı 2 milyon dolarla yatırıma girmek istedi, kurucular 1 milyon doları yeterli buldu. (http://www.justyo.co/)

Bu yazıyı nasıl bir tek cümleyle özetleyebilirim diye düşündüm, gözüm başlığa takıldı. Girişim = Hız’dan oluşan “sosyal” matematik formülünü açmaya karar verdim ve final cümlem:


Girişim = hız+deneyim+para+cesaret+sebat+iletişim+zamanlama

İnoşimciler, İnsan Niye Girişimci Olur?



Ali Özgenç
Algoritma Yönetim Danışmanlığı Yönetici Ortağı
Keiretsu Forum Türkiye Ortağı

İnoşimciler

Ekonomik büyüme ile girişimcilik arasında pozitif bir ilişki olduğu konusunda bir fikir birliği var. Türkiye’ye baktığımızda da KOBİ’ler toplam istihdamın %80’ini oluşturuyorlar. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı 2006 verilerine göre Türk sanayi firmalarının %99.3’ü KOBİ’ler ve bunlar da sanayi kesiminde istihdamın %56’sını oluşturuyorlar.

İnsan Niye Girişimci Olur?

Girişimci, Wikipedia’da yeni bir şirket, teşebbüs veya fikre sahip olup, onun içerdiği riskler ve sonuçların sorumluluğunu önemli ölçüde üstlenen kişi olarak tanımlanıyor. İnsanların girişimci olmak için önde gelen nedenleri, gelirlerini artırmak, iş güvencesine kavuşmak ve bağımsız çalışmak yani kendi patronu olmak. Girişimciler genellikle yapmak istedikleri işi yapıyorlar, risk alıyorlar, fırsatları belirleyip yararlanıyorlar, engeller karşısında kararlılık sergiliyorlar, esnekler. Girişimcilerin önemli bir kısmı bilinen ve sıradan işleri yapıyorlar. Yani yapılagelen işlerden bir tane daha yapıyorlar. Endeavor Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Tahincioğlu Türkiye’deki girişimcilerin %80’inin iş bulamadığı, yani mecbur kaldığı için kendi işini kurduğunu söylüyor. Öte yandan belli bir grup girişimci var ki, bunlar yaratıcı ve inovasyoncular. Öngörü sahibiler. Herkesin baktığı yere bakıp, herkesin görmediği bir şeyi görüyorlar.

İnovasyoncu Girişimciler

Bugün 96.000 çalışanı ve 53 milyar Dolar cirosu ile dünyanın en büyük bilgisayar üreticisi olan Dell, Michael Dell’in Texas Üniversitesi’ndeki yurt odasında 1.000 Dolar ile kuruldu. Dell’in kafasında, sipariş üzerine müşterinin istediği bilgisayarları üretip posta ile yollama şeklinde bir iş modeli inovasyonu vardı.

Disleksi hastalığı yüzünden okuma zorluğu olan Richard Branson, 16 yaşında okulu bırakıp Londra’da iş hayatına atıldı. 1971 yılında Virgin Records adlı ilk plak mağazasını açtı. 1980 yılında farklı bir iş modeliyle Virgin Havayolları’nı kurdu. Bugün çeşitli alanlarda 350 şirketi var.

Steve Jobs, 1970’lerin başında Xerox’un PARC adlı Araştırma Merkezi’ni gezerken Xerox’un geliştirdiği teknolojileri içeren dünyanın ilk PC’lerinin raflarda durduğunu gördü ve Apple’ı kurarak bu inovasyonları ticarileştirdi. Daha sonra yine başka fırsatları görerek multimedya ve iletişim işine girdi. Bugün Apple dünyanın en beğenilen şirketi.

Haluk Okutur, 2001 krizinde bankaların boşalttığı merkezi bölgelerde Simit Sarayı dükkanlarını açtı. 2 TL’lik menüleriyle kriz zamanında en yoğun talep alan yiyecek zinciri oldu. Alphan Manas da İddaa ve Deniz Taksi gibi inovasyonların uygulayıcısı.

Bu insanların hepsinin ortak bir özelliği var. Onlar hem girişimci hem de inovasyoncu. Yani ino-şimciler. Gerçek anlamda iz bırakanlar ve ekonomik gelişmeye katkıda bulunanlar da bu isimler. Bir zamanlar devlet memuru olmayan iş sahibi sayılmazmış. Şimdi de en azından iş hayatına yeni başlayanlar için, bir şirkette profesyonel olmayanlar sayılmıyor. Gençler de bu şartlanma ile yetiştiği için girişimcilik öncelikli ilgi alanları olmuyor.

Üniversite mezunlarının dikkate değer bir kısmının iş bulamadığı Türkiye’de girişimciliğin gündeme taşınması ve desteklenmesi önemli. Ancak gerçek değer taşıyan girişimciliğin inovasyoncu girişimcilik olduğu ve asıl desteklenmesi gerekenlerin de bu grup olduğu unutulmamalı.